Home
Cumhuriyet'te 12 Mayıs günü yayınlanan söyleşinin tam ve doğru metni

Yoğurt Teknolojileri , Türkiye'nin de dahil olduğu AB 6. Çerçeve Programına katılan birkaç KOBİ'den biri. Projenizden ve proje ortaklarınızdan kısaca biraz bahseder misiniz?

Bizim de içinde olduğumuz "3DTV" isimli proje 4 yıl süresi ve 6 milyon küsur euro bütçesi olan, 19 ortaklı bir proje. Ortaklarımız arasında pek çok Avrupa üniversitesi ve araştırma kuruluşu var. iPod'un içindeki MP3 yazılımını Apple'a lisanslamış olan Fraunhofer Enstitüsü var örneğin. Bu kuruluşun içinde çalışan ve bizim projede de ortağımız olan birkaç araıtırmacı geçen yıllarda H.264 denilen en son televizyon standardını kaleme almışlardı. MP3'ün mucidi olan üniversite profesörü de ortaklarımız arasında Berlin Üniversitesi, Max Planck Araştırma enstitüsü, Hannover, Tübingen, Illmenau ve Bremen Üniversiteleri de ortaklarımız arasında. Finlandiya'dan Tampere Üniversitesi ve bir holografik görüntüleme şirketi var, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Ingiltere, Bulgaristan'dan ortaklarımız var. Türkiye'den ise, konsorsiyumun lideri olan Bilkent Üniversitesi, Koç Üniversitesi, O.D.T.Ü ve bizim gibi bir KOBİ olan Momentum A.Ş. de ortaklar arasında. Projenin temel amacı bu kurumlar arasında iletişimin ve işbirliğinin artırılması.

Bu projede 3 boyutlu televizyon üzerine, yani gerçekten masanın üzerinde oynayacak, holografik TV üzerine çalışıyoruz. Bu konuda çalışan dünyadaki en ileri ve en kapsamlı grubu içeriyor konsorsiyumumuz. Ancak vurgulamam gereken çok çok önemli bir nokta var: Bu projeye Türk firma ve üniversiteleri dışarıdan dahil edilmediler: Ortakların adını görünce öyle sananlar oluyor. Bu proje Bilkent Üniversitesi'nden Profesör Levent Onural'ın kendi özgün projesi, bu saydığım ortaklar da onun kişisel olarak onlarca yılda tanımış olduğu, bu konunun Avrupa'lı uzmanları ve onların çalıştığı kurumlar. Yani, bu Prof. Onural'ın kendi network'u ve kendi projesi, büyük bir başarı sonucu bu projesine Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programından destek bulmuş durumda, parayı da ortaklara Bilkent dağıtıyor, organizasyonu da Bilkent yapıyor. Sonra, bu proje AB içinde de örnek olarak gösteriliyor, Avrupa'lılar da Levent Hoca'nın bu başarısıyla övünür durumdalar.

 

Programa katılımınızın size ne tür kazanımları oldu? Ne tür güçlüklerle karşılaştınız? Nasıl aştınız?

Biz bu projenin en küçük ve en deneyimsiz ortaklarından biriydik. En büyük kazanım tabii ki uluslararası ortaklarımızın çalışma biçimlerini yerinde görebilme, onlarla tanışma ve başka projelere beraber katılma olanağı oldu. Mesela bizi meşhur Fraunhofer Enstitüsü başka bir 6. Çerçeve projesine daha çağırdı. O proje kabul aşamasını geçemedi ama bizim varlığımız hakemler nezdinde yüksek puan almalarına neden oldu. Bilhassa yazmışlar : "Bir Türk KOBİ'sinin projede olması artı puandır" diye, hakem raporunda gözümle gördüm. Diğerleri hep dünya devleri olan şirketlerdi, Vodafone, Thomson, Nokia, Fraunhofer vb. ve aralarında biz, Yoğurt Teknolojileri! Dünya çapında teknoloji oyuncusu olmanın ne anlama geldiğini öğrendik diyebilirim.

Karşılaştığımız en büyük güçlük, projenin beklediği yazılı çalışmaları yapmak ve dönemsel gerekliliklerin tamamını yerine getirmek oldu. Bu boyda, dev bir projede kaybolmamaya çalışıyoruz, ama sanırım kendi özelliklerimizi de ortaya koyabiliyoruz. Mesela biz, oyunlarda ve filmlerde kullanılan hareket yakalama yani Motion Capture sistemleri geliştiriyoruz. Bu konuda dünyadaki en ileri teknolojileri geliştiriyoruz. Geçen sene de Amerika'da büyük bir fuara katılıp stand kurduk. Bunların hepsini yapabilmemiz bu proje ve özellikle ortağımız Koç Üniversitesi'nin desteklemesi ile mümkün olabildi. Yani 3DTV projesi sayesinde dünya çapında satılabilecek bir ürün ortaya koymaktayız. Hem bunu yapmanın mali olanaklarını yakalayabildik ama daha önemlisi kendimize güvenimiz arttı, çünkü ortaklarımızın da bizim gibi, normal insanlar olduklarını, başarılı işlerin yanısıra hata yapabildiklerini gördük. Tüm karşılaştığımız güçlükleri de bu gözlemler sonucunda kendimize güvenerek aştık.

Bizim için hiç sorun olmayan konular şunlar oldu: İletişim sorunu yaşamadık, entegrasyon sorunu yaşamadık, kimse bizi hafife almadı, küçük de görmedi. Ancak bizler akademik makaleler yazma konusunda hazırlıksız olduğumuzdan ve biraz da boyumuz küçük olduğundan arada sırada projede geri kalma durumuna düştük. Tabii bu boyutta, yani 220-230 araştırmacının olduğu bir yapıda adımlarımızın kısa kalması normal sayılabilir.

 

Yoğurt Teknolojileri bildiğimiz kadarıyla 1997 yılında bir grup sanatçı ve yazılım mühendisi tarafından kurulan bir şirket.. Ne amaçla kuruldu? Bugün ne tür faaliyetlerde bulunuyor?

Yoğurt Teknolojileri, bilgisayar grafiği konusunda ülkemizde öncü bir şirket. Yüksek kaliteli bilgisayar grafiği ürünleri oluşturmak ve bunları dünya çapında satmak üzere kurulmuştuk. Geçmişimizde, animasyon, yani çizgi film üretmeye yardımcı olan yazılımlar üretip dünya çapında pazarlamıştık. Epeyce bir yazılım ihracatı da yapmıştık 1998-2000 arasında. İnsan animasyonu konusunda da elimizde çok ileri bir teknolojimiz var. Az önce belirttiğim gibi motion capture, yani bir insanın hareketlerini kamera ile yakalayıp bu hareketleri sanal bir modele yaptırma konusunda çok yeni ve innovatif bir teknik geliştirdik ve bu ürünlerin fiyatını 100 binlerce dolardan 40 bin doların altına çekmek üzereyiz.

Bunun dışında, ülkemizdeki ilk 3 boyutlu bilgisayar oyunu olan Pusu'nun yapımcısıyız. Eti Yami için Mekanik İstila diye bir üç boyutlu oyun ürettik, Toybox için milyonlarca defa oynanan, online oyunlar yapıp müşterimizin sitesinden yayınladık. Şimdi de benzer konularda özgün, araştırma geliştirme sonucu geliştirdiğimiz ürünler üzerinde çalışıyoruz. 18 kişilik ekibimizin üçte biri sadece ar-ge yapıyorlar. Diğer üçte ikideki arkadaşlarım ise ayakta kalmamız için müşterilere yazılım hizmetleri ve çeşitli internet işleri yapıyorlar. Ama bizi en iyi tarif eden, en ilginç işlerimiz hep bu uzun soluklu ar-ge çalışmalarımız içinde ya da o çalışmalardan ilham alan diğer ekipteki arkadaşlarımızdan çıkıyor.

 

Şirket hakkında cirosu, nerede olduğu kaç kişi çalıştığı küçük bilgiler verebilir misiniz?

Şirketimizin yıllık cirosu bir milyon YTL civarında. Şu anda 18 kişiyiz ve İTÜ içindeki ARI-1 Teknopark'ında çalışmaktayız. Üretim ekibimizin yarısı bilgisayar ya da elektrik mühendisi, diğer yarısı ise tasarımcı, animatör gibi sanat eğitimi almış arkadaşlardan oluşmakta. Bizim bir özelliğimiz de, kendi çalışanımızı yetiştirmekte olmamız. Bizim yaptığımız işlerde hazır eleman almak diye bir şey söz konusu değil.

 

7. çerçeve programına şirket olarak katılma konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye'nin bu programlara katılması yararlı mı? Sizin 7. çerçeve için üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?

Öncelikle, Türk firmalarının ve üniversitelerinin bu programlara katılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum ve değerli buluyorum. Bunu bize sağlayan kişilere de minnettarım. Sonuçta, bizim gibi kuruluşlar, bu projelere girince birdenbire para kazanmaya ve dünyaya satış yapmaya başlamıyorlar. Ancak amaçları bu olan firmalar için çok güzel dersler içeriyor bu projeler. Bir defa proje nasıl yapılır, araştırma nasıl yapılır, güzel örnekler oluşuyor önümüzde. Bence çok önemli bir başka konu da şu: Bu projeler Türk firmalarının, tabii özellikle de KOBİ'lerin kendi dar kalıplarını genişletebilmelerini, kendilerine güvenlerinin gelmesini sağlıyor.

Bizim 7. çerçeve bünyesinde gündeme getirmeyi düşündüğümüz bir proje var. 6. Çerçeve içinde proje dökümanını yazdığımız, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bilgisayarların yaygınlaştırılabilmesi ve orta direğin evlerine girebilmesini sağlayacak bir proje vermiştik. Bu proje çok beğenilmiş ama yarım puan farkla reddedilmişti komisyon tarafından. Tabii o sırada çok acemi olduğumuzu belirtmeliyim. Ancak bize bunu yeniden yazın ve 7. Çerçeve'de tekrar başvurun, aranıza da büyük bir elektronik firmasını alın gelin demişlerdi Brüksel'de. Bize demek istedikleri Philips, Alcatel gibi bir firmayı alın gelin olsa gerek. Ama biz bunu başka türlü değerlendirmek istiyoruz ve Vestel ya da Beko gibi bir Türk elektronik firmasının da bu projede olmasını çok istiyoruz. Projede başka ülkelerden ortaklar tabii ki olacak, zaten bu koşullardan birincisi ancak uygulamacı elektronik firmasının bizden bir firma olmasını istemek de gayet normal kabul edilmeli. Nokia gibi, Philips gibi firmalar da bu Avrupa Birliği projelerini kendi araştırmalarını desteklemek ve yaymak için bolca kullanıyorlar. 7. Çerçeve denilen girişimin amacı bu zaten: Avrupalı kurumların rekabet güçlerini, Japon ve ABD'li rakiplerine göre yükseltmeleri isteniyor.

 

Yoğurt teknolojilerinin gelecek hedefleri nedir?

Bizim amacımız bu toprakların yetiştirdiği değerli beyinlerin fikir ve ürünlerini dünya çapında en iyi şekilde değerlendirmektir. Sony ya da Samsung gibi firmaların yapmış olduğu çıkışı yapabilmek ve belli bir ya da birkaç konuda Türkiye'den çıkıp adımızı dünyaya duyurabilmek, çapımızı genişletmek istiyoruz. Bunu yaparken de aracımız özgün teknolojiler geliştirme ve innovasyon yapabilme yeteneğimiz olacaktır. Yoğurt Teknolojileri bu yeteneğe ve kendine güvene sahip olmak için gereken işleri geçmişte yaptı, halen de yapmakta. Artık amacımız, ilk fırsatta belli bir ürüne konsantre olup onunla bir sonraki evrensel atlamamızı yapabilmektir.

 

Go to 3DTV project in media page.

Synopsis
Participants
Publications
Public Software and Data Repository
Web Show-Case
Technical Reports
Contact
Open Positions
3DTV Project in Media
Related Events
Other Related Projects
Patent Search Links
3DTV Graduate Course
Internal Pages
 
This page has been visited 10808 times since 10.05.2005.
The 3DTV web site has been visited 2546738 times since 10.05.2005.
Web developer: Ayşe Küçükyılmaz
Comments to: aysekbilkent.edu.tr
Last Modified: 25.03.2008
© Copyright 2004-2006, Bilkent University